KAPİTALİZMİN SİLAHI UYUŞTURUCU MADDE BAĞIMLILIĞI
Murat Taş
14 Kasım 2025

Toplumun kanayan yaralarından birisi olan uyuşturucu madde kullanımı, bir kimsenin kullandığı maddeyi bırakamaması ve bu maddenin üzerindeki kontrolünü tamamen kaybetmesidir. Gündemi ziyadesiyle meşgul etmeye devam eden uyuşturucu madde kullanımı konusunda kişi, zarar görse dahi madde kullanımını sürdürür ve maddeyi bırakmaya çalıştığında büyük bir acziyet yaşamaktadır. Böylelikle madde kullanımı zamanla hem fiziki hem de psikolojik sorunlara yol açmaktadır.
Esrar, eroin, ekstazi, bali gibi maddelerin toplum nezdinde, özellikle genç kesim arasında kullanımının ciddi manada artması, tüm dikkatlerin bu yöne çekilmesini sağlamaktadır. Uyuşturucu madde, uzun yıllar boyunca insanlığın yaşamının kıyısında durmaktadır. Günümüzde ise bu maddelere olan bağımlılık, genel anlamda çözümsüz bir hastalık ve toplumsal bir sorun olarak insan genlerinde kodlanmış bulunmaktadır.
İnsanlığım kalbinde derin bir yara olarak yer alan uyuşturucu maddeler kapitalist nizamla birlikte özenle ayrıştırılmış, yeniden üretilmiş ve tüketimi de gencinden yaşlısına kadar kitlesel boyutlara ulaşmıştır. Gizemli bu uyuşturucu maddeler, halkları uyuşturan ve istediği yönde dönüştüren devasa bir silaha dönüşmüştür.
Kapitalizm ile birlikte uyuşturucu madde kullanımında ortaya çıkan değişim, tahmin dahi edilemeyecek boyutlardadır. Uyuşturucu madde kullanımı, toplumun ayrıcalıklı kesimlerinden emekçi sınıflarına doğru yer değiştirmiş ve böylelikle saraylardaki bu madde sokakların en ücra köşe başlarına kadar inmiştir. İşsizlik, gelecek kaygısı, ekonomik problemler, ailevi sorunlar, depresyon gibi psikolojik sorunlar, haz temelli yaklaşımlar ve buna benzer birçok farklı neden dolayısıyla yönelimin arttığı uyuşturucu madde, mahallerde ve okul çevrelerinde torbacıların açık pazarı haline gelmiştir. Böylelikle soylular, yöneticiler, zenginler için bu maddelerin vermiş olduğu keyif baki kalırken kapitalist nizamın tam olarak ihtiyaç duyduğu asıl şey, geniş emekçi sınıfları uyuşturacak, yatıştıracak ve dönüştürecek bu maddenin hayattaki varlığıdır. Ki kapitalizmin hayattaki varlığı da buna bağlanmıştır. Çünkü her anlamda uyuşturulmuş bir toplum, kapitalist yöneticilerin siyasi varlıklarının teminatıdır.
Kapitalist düzenin toplumları dönüştürme yolunda etkin olarak kullandığı silahların başında gelen uyuşturucu maddeler, günümüz dünyasında uluslararası çapta dolaşımı ve mübadelesi olan bir meta niteliği taşımaktadır. Modern çağda uyuşturucu madde bağımlılığının artması, uyuşturucu maddenin meta haline gelmesiyle bağlantılıdır. Kapitalistler bu metanın arzını artırmakta ve işçi sınıfı içindeki talep de buna paralel bir şekilde yükselmektedir. Bu sistemin kusursuz bir şekilde işlemesi bakımından uyuşturucu madde tekelleri mal dolaşımı sırasında önlerine çıkan engelleri rüşvet, şantaj ya da cinayet gibi kriminal yöntemlerle aşmaktadırlar. Uyuşturucu madde tekellerinin başındaki isimler insanları zehirleyerek elde ettikleri kazançla en zenginler listesine girmekte, büyük bir ulaşım ağını kendi kontrolleri altında bulundurmaktadırlar. Bu tür bir ticaretin onca insanın canına mal olduğu gerçeğine ise siyasi aktörlerin, istihbarat teşkilatlarının, kolluk kuvvetlerinin ve yargı makamlarının göz yumduğu açıkça ortadadır.
Burjuva açısından uyuşturucu maddeler, yürüttükleri savaşların finans kaynağı ve ayrıca bu kirli savaşı yürüttürdükleri insanların ruhsal gıdası konumundadır. Günümüz toplumlarında iktidar tarafından temsil edilenler, burjuvazinin ta kendisidir. Suç politikasının belirlenmesinde ise tamamen bu sınıfın çıkarlarına göre hareket edilmektedir. Burjuvazi, ıslah edici rolüne bürünerek bir yandan da uyuşturucu ile mücadele kampanyaları düzenlemektedir. Bu sayede burjuvazi hem kendi pisliğini kamufle etmekte hem de bu tür yasadışı işerle uğraşan mafya örgütlenmelerine karşı sözde mücadele adına polis devleti uygulamalarını hayata geçirmektedir.
Kapitalist düzende mafya tipi işler, artık devlet yönetimlerinin de bir yöntemi haline gelmiştir. Pek çok kapitalist devlette en yüksek menfaati elde edebilmek gayesi ve hevesiyle şantaj, kaçakçılık, fuhuş, uyuşturucu madde vb. birçok gayrimeşru alan etkin bir şekilde kullanılmaya devam etmektedir.
Kapitalizm gibi vahşi bir sistemin doğasında sermayenin küstahlaştırılması bir kenara, sahibini dahi darağacına götürecek kadar büyük kâr alanları her zaman mevcuttur. Günümüzde kullanımı çocuk yaşlara kadar indirgenen uyuşturucu madde bataklığından tüm insanlığı kurtarmak için köklü bir değişime ve sahih bir çözüme ihtiyaç vardır. Bu çözüm ise bireyin dünyaya geldiği andan itibaren kimliğinin, kişiliğinin ve şahsiyetinin oluşmaya başladığı yaşlarda İslami Kültür ile tanışmasıdır. Bu fikir ve kültür ile birlikte kişinin hayata bakış açısı ve yaşama gayesi doğru esaslar üzerine şekillenmiş olur. Böylelikle insanlığı felakete sürükleyecek uyuşturucu madde bağımlılığı gibi birçok kötü alışkanlıkların önüne hiçbir şekilde yıkılmayacak bariyerler çekilmiş olunur. Elbette bunu sağlayacak olan devletin temel esaslarının İslami yönetim modeli olarak bilinen Hilafet üzere bina edilmesidir.