Neslini ve Gençliği İslam İle Koru: Tehditler, Gerçekler, Çözümler
Halil İbrahim Çakır
2 Aralık 2025

Neslini ve Gençliği İslam İle Koru: Tehditler, Gerçekler, Çözümler
Gençlik, bir toplumun geleceği, dinamizmi ve en büyük yatırım potansiyelidir. İslam, tarih boyunca gençlere büyük değer vermiş, onları değişimin ve davanın öncüleri olarak görmüştür. Ancak kapitalist nizam ile yoğrulmuş dünyada, özellikle Türkiye gibi dinamik nüfusa sahip ülkelerde, gençlik bu vizyonun çok uzağında sinsi ve ölümcül bir abluka altındadır. Bu abluka, koca bir nesli tehlikeye atacak derecededir. Çünkü doğrudan imanı, ahlakı ve iradeyi hedef almaktadır.
Gençler, bir yanda uyuşturucu bataklığının, diğer yanda kumar ve şans oyunlarının haram girdabında ve her köşede sunulan alkol zehrinin pençesinde hızla yok olmaktadır. Bu durum, sadece basit bir ahlaki yozlaşma değil, mevcut seküler sistemin gençliğe ve nesle bakış açısının sonucudur. Mevcut sistem, bu büyük felaket karşısında kalıcı çözümler değil, aksine göstermelik çözümler ile yetinmektedir. Uyuşturucu ve alkol ticareti, çoğu zaman ekonomik bir gelir kapısı olarak görülmekte; devasa reklamlarla desteklenen şans oyunları ve kumar, sözde "eğlence" adı altında gençlerin son kuruşuna ve umuduna göz dikmektedir.
Gençliğin içinde yaşadığı sosyal ve ekonomik adaletsizlikler, onlara gelecek umudu sunulmaması, onları hızla bu yasak ve haram alanlara itmektedir. Sistem, gençleri bu yıkıcı alışkanlıklardan korumak yerine, bu bataklıkları besleyen ekonomik ve hukuki zeminleri korumaktadır. Şüphesiz Devlet eliyle organize edilen milli ve sanal kumarın meşrulaştırılması, her türlü lanetlenmiş alkolün üretilmesi, satılması ve dağıtılması, belediye festivallerinde alenileştirilmesi, çocukları gençlerimizi değerlerinden uzaklaştıran laik eğitim sistemi, önü alınamayan ve durdurulamayan uyuşturucu, reklam, dizi ve filmler ile özendirilen suç ve günahlar o bataklıkları besleyenlerin eseridir.
Tehtitlerin ve gerçeklerin apaçık olduğu bu konuda teşhiste kesindir. Sorunun kaynağı sistemin kendisidir. İslam'ı hayatın siyasal, hukuki ve sosyal alanından dışlayan bu seküler yapı, gençliğe manevi bir dayanak, ahlaki bir pusula ve adil bir gelecek vaadi sunamamaktadır. İslam'ın haram kıldığı bu zehirlerin gençliğin arasında bu denli yayılması, İslami hükümlerin pratik hayattaki yaptırım gücünden mahrum bırakılmasının doğrudan sonucudur. Oysa çözüm, apaçık ve tartışmasız bir şekilde, sadece İslam'ın kendisindedir. İslam, sadece bir inanç sistemi değil, gençliğin aradığı sağlam iradeyi, mutlak ahlakı ve toplumsal düzeni teminat altına alan tamamlanmış bir hayat nizamıdır.
İslam, kumarı, uyuşturucuyu ve alkolü kesin ve tavizsiz bir şekilde yasaklar. İslami bir yönetimde, bu tür haramlar sadece "suç" değil, toplumsal düzeni ve nesli bozan büyük günahlardır ve bunlara karşı caydırıcı hukuki yaptırımlar derhal devreye girer. İslam, genç bireylere dünyevi hazların ötesinde bir amaç (Ahiret bilinci) ve sağlam bir kimlik (iman) sunar. Bu manevi zırh, onları boşluktan, anlamsızlıktan ve dolayısıyla bağımlılıklara yönelmekten alıkoyar. İslam'ın ekonomik ilkeleri, adaletli bir gelir dağılımını ve faizin (ribanın) yasaklanmasını öngörür. Bu, gençlerin geleceğe umutla bakmasını sağlayacak, onları kolay yoldan zenginleşme (kumar) veya kaçış (uyuşturucu/alkol) yollarına iten çaresizlikten kurtarır.
İslam, kumarı, uyuşturucuyu ve alkolü kesin ve tavizsiz bir şekilde yasaklar. İslami bir yönetimde, bu tür haramlar sadece "suç" değil, toplumsal düzeni ve nesli bozan büyük günahlardır ve bunlara karşı caydırıcı hukuki yaptırımlar derhal devreye girer. İslam, genç bireylere dünyevi hazların ötesinde bir amaç (Ahiret bilinci) ve sağlam bir kimlik (iman) sunar. Bu manevi zırh, onları boşluktan, anlamsızlıktan ve dolayısıyla bağımlılıklara yönelmekten alıkoyar. İslam'ın ekonomik ilkeleri, adaletli bir gelir dağılımını ve faizin (ribanın) yasaklanmasını öngörür. Bu, gençlerin geleceğe umutla bakmasını sağlayacak, onları kolay yoldan zenginleşme (kumar) veya kaçış (uyuşturucu/alkol) yollarına iten çaresizlikten kurtarır.
Gençliği bu yıkımdan kurtarmanın yolu, hukuku, eğitimi ve ekonomiyi derhal İslam'ın hükümlerine göre yeniden inşa etmektir. Eğitim sistemi, gençlere iman ve irade gücünü aşılamalı, yönetim ise İslam'ın haram kıldığı her türlü zehrin toplumdan silinmesi için siyasi iradeyi kesin olarak ortaya koymalıdır. Gençliğin korunması, tavizsiz bir İslami siyasetin öncelikli görevidir. Sistemin zaaflarını ifşa etmeli ve çözümü Batı'nın çürümüş modellerinde değil, İslam'ın eşsiz ve uygulanabilir nizamında aramalıyız. Unutulmamalıdır ki, korunmuş ve şuur sahibi bir gençlik, yarının adil İslam devletini kuracak tek teminattır.